Milli Eğitim Bakanlığı ile Tema vakfı arasında imzalanan protokole 2020/2021 eğitim öğretim yılı başı itibariyle Bilim ve sanat Merkezleri de dahil edilmiştir.
Bu bağlamda kurumumuz Yüksel Bahadır Alaylı Bilim ve Sanat Merkezi destek birimi öğrencileri yıl içerisinde Yavru tema etkinliklerinden "Jeolojik zamanlarda iklim, Çevremizdeki Ağaçlar, Doğada Gözlem, Evimiz Dünya Dijital Oyunu" etkinliklerini gerçekleştirmişlerdir. Başarıyla tamamlanan etkinlikler için öğrencilerimizin yıl sonu armağanları Konya Tema il Temsilciliğinden Emre Bostanoğlu tarafından Tema okul temsilcilerinden İngilizce öğretmenimiz Sibel Çeşmeci'ye teslim edilmiştir. Öğretmen ve öğrencilerimizi tebrik ediyor TEMA vakfının üstlendiği misyonu başarıyla temsil ettikleri için teşekkür ediyoruz.
TEMA Vakfı'nın varoluş nedeni yaşama yani toprağa sahip çıkmak ve onu korumaktır. Çünkü toprak hepimizin yuvası, gıdamızın %95'inin doğrudan ya da dolaylı kaynağı, habitatlarımızın dayanıklılık kaynağıdır. Okyanuslardan sonraki en büyük karbon yutağı olarak toprak, iklim krizi ile mücadelenin de önemli bir aktörüdür. Toprağımız varsa ormanımız, tarımımız, meralarımız ve hayvancılığımız var. Toprağın 1 santimetresinin oluşması için 500 yıl gerekirken her yıl 642 milyon ton toprağımız erozyona uğruyor. Yaşama ve dolayısıyla toprağa sahip çıkmayı amaç edinmiş TEMA Vakfı'nın varoluş nedeni toprağı korumaktır.
Vakfın öncelikli hedefi ulusumuza, onun temsilcilerine, siyasi partilere ve hükümetlere, resmî ve özel kuruluşlara, eğitim kurumlarına, basın yayın organlarına; toprak erozyonunun nedenlerini, vahim sonuçlarını ve ülkemizin çöl olma tehlikesini anlatmaktır. Bu anlamda başta erozyon olmak üzere çevre sorunlarına karşı duyarlı, bilinçli ve etkin bir kamuoyu oluşturmayı amaçlamaktadır. TEMA Vakfı, bu hedef doğrultusunda, siyasi güçleri, doğal varlıkların yok edilmesi ve erozyon sorununa çare bulmadan iktidar olamayacaklarına inandırmak için faaliyetlerini sürdürmektedir. TEMA Vakfı, ülkemizin en değerli hazinelerinden birinin toprak olduğunun bilincindedir. Bu nedenle orman, çayır, mera ve tarım alanlarını; su ve bitki gen kaynaklarını koruyan, bununla birlikte erozyonla mücadele ve iklim krizi konularında somut adımlar içeren bir devlet politikasının gerekli ve zorunlu olduğuna inanmaktadır. (tema.org.tr den alıntılanmıştır)